Yeni Sayfa 1
100
1)a*Melik Danişmend'in Haraşna'da uyurken bir rüya görmesi,
*Melik Danişmend'in otağına bir elçinin gelip ona Kara Tigin tarafından
gönderilen mektubu sunması,
*Mektup okunduktan sonra Abdurrahman Tokati'nin otağa gelmesi,
*Melik Danişmand'in yirmi bin erle Tokat'a doğru yola çıkması,
*Tokat önlerinde konaklayan düşmanla savaşılması,
*Melik Danişmend'in düşman beylerini dine davet etmes, o gece bir rüya görmesi,
*Melik Danişmend'in okuduğu dua ile Gümenek Irmağı'nın suyunu kesmesi,o gece bir
rüya görmesi,
*Melik Danişmend'in askerleriyle Cincife ovasında konaklayarak savaş hazırlığı
yapmaları,
*Melik Danişmend'in savaşı kazanması
bTema:Melik Danişmend'in kahramanlıkları
4Etkinlik
1)aDanişmendname'deki kahramanlık teması ile dönemin sosyal özellikleri
örtüşmektedir
b1)Ağaçların aşılanması,
2)Savaşta at,silah ve zırhların kullanılması,
3)Kalelerde yaşanılması,
4)Elçilerin mektup getirmesi,
5)Seferlerde alem,sancak taşınması;davulların çalınması,
6)Savaş için otağ kurulması,
7)Sevinçli haberlerde müjde davullarının çalınması,
8)Savaşta esir ve ganimet alınması,
9)Esirlerin bağlanması,
10)İpek kumaş kullanılması,
11)At sürüsü beslenmesi,
12)Fethedilen yerlerin imar edilmesi(mescit,medrese),
13)Haber almak için casusların kullanılması,
14)Düşmanı hazırlıksız yakalamak için gece baskınlarının yapılması
2)Kahramanlık temasının tüm dünyada en çok işlenen kavram olduğu göz önünde
bulundurulursa ,işlenen temanın evrensel olduğu sonucuna ulaşabiliriz
3)*Kısa cümleler kullanılmıştır
*Özgün metinde kullanılan bazı seslerle günümüz Türkçesindeki sesler arasında
farklılaşma olduğu görülmektedir
4)Metnin yapısını oluşturan ögeler:Olay örgüsü,kişiler,mekan,zaman
Metnin yapısını oluşturan ögeler arasındaki ilişki:Olay örgüsü,kişiler,mekan ve
zaman temayı ifade etmede ve somutlaştırmayı sağlamada birer araçtır
5)mekanın ve zamanın geçtiği cümleler
mekan: Eflanis kalesine ulaştı
Bir çadır içine girdi
Niksar ırmağının kenarında
Gümenek ırmağı kenarı
Göçüp yüksek dağlara çıktılar
zaman:bir gece Haraşa'nda
O gece Melik dinlendi
Akşama yakın geri döndüler
Seher vakti olunca gözünü uyku aldı
mekanın ve zamanın anlatımı:
mekan: yerler verilmiş tasvir yapılmamıştır
zaman: yaklaşık zamanlar kullanılmıştır
6TASVİR CÜMLELERİ
yüksek dağlara çıktılar
şiddetli bir savaş oldu
rengarenk alemler götürdüler
METİNDEKİ İŞLEVİ
tasvirlerin amacı metni anlamlı ve canlı kılmaktır
7herşeyi bilen bi kişi tarafından yazılmş ilahi bakış açısı kullanılmştır
8ikiside hayatlarını kötülüklerle mücadele etmeye adamış
kahramanlardırcesurdurislam dinini yayma için savaşlar yapan kahraman
insanlardır
SAYFA 104
DANİŞMEND GAZİ
TİP NASIL BİR İNSANDIR?
kahramanlık yönü bulunan,cesur ve yiğit bir insandır
TİP DURAĞAN MIDIR DİNAMİK Mİ?
hikayenin başından sonuna kadar hareketlidir(dinamik)
HANGİ KISIM BÖYLE DÜŞÜNMENİZE NEDEN OLDU?
hikayenin bütün kısmı
SOSYAL ORTAM ÇEVRRE
kahramanlık yönünün ortaya çıkması bakımından etkilemiştir
BU TİPİN SİZİN SOSYAL VE TOPLUMSAL
çağın gereklerinden dolayı fark vardır
DİĞER KAREKTERLER ÜZERİNDE ETKİSİ
ana kahraman olduğu için vardır
TİP KENDİ KİŞİLİĞİNİN FARKINDA MIDIR
farkındadıryaptıkları bunun göstergesidir
SİZCE GERÇEK HAYATTAA
gerçek hayatta böyle olağanüstülükler taşıyan bir karekterle karşılaşmak mümkün
değildir
107
1Cemşidin rüyasında gördüğü kıza aşık olması
2Cemşidin bu kızın anadoluda olduğunu öğrenmesi ve önce çine oradan anadoluya
geçmesi
bBu olaylar hayal gücünün ürünü olduğu için yaşanamaz
cCemşidin rüyası
5etkinlik:
aYazıya geçirildiği dönem ile tema arasında bir bağ yokturBu durum temanın iran
edbalınmasından kaynaklanır
bKişiden kişiye değişir
3Aşk teması çok sık işlendiği için evrenseldir diyebiliriz
4Metnin yapısını oluşturan ögeler;Olay örgüsü,mekan,zaman,kişiler
Metnin yapısını oluşturan ögeler arasındaki ilişkiler;Ögeler metnin temasını
vermede birer araçtır
5Kişiler;Cemşi,Hurşid,Kayser
Kişilerin özelikleri;Çin hükümdarının oğlusurZorlu yollardan geçip Hurşid için
mücadele veren kahramandır
Hurşid;Cemşidin rüyasında görüp aşık olduğu kız
Kayser;Hurşidin babası
Kişilerin işlevi;Cemşid;Mesnevinin baş kahramanı
Hurşid;Baş kahraman
Kayser;Yardımcı kahraman
bDeğişen hayat şartları nedeniyle etkisi yoktur
6Cemşid için derdinin dermanı yoktur onu nasıl anlatayım
7Kayser///sarayına///gelince mekanların sadece adı verilmiştirBelirsiz bir zaman
anlayışı vardır
8Hindistandan çıkıp çine geldi
9Kahramanların mekanın ve zamanın ayrıntılı tasvirleri yapıldıMetnin tamamı
nesir şeklinde olurdu
10Günümüze gelinceye kadar bazı söz değişiklikleri oluşur
bazı yabancı sözlü kelimeler kullanılmıştır
11Sade bir dil kullanmıştır
Klasik türk edbşairidir
sayfa 115
1üstteki paralel çizgiler; akıl,utanma-haya,ilim,iman
alttaki paralel çizgiler;öfke,aç gözlülük,haset,şüphe
Ana düşünce;İman rahmani,şüphe şeytanidir
2Dönemin tasavvuf ve hayat anlayışını ilahi aşkı ve bu aşkın verdiği
coşkuyu,islam inancının kaynaklarını öğretmek amacıyla yazmıştır
3Makalatın Özellikleri:
Eserde sade,anlaşılır bir dil ve kısa cümleler kullanılmıştırBazı sözcüklerin
günümüze gelinceye kadar bazı ses değişikliklerine uğradıkları görülmektedir
sayfa 116
413 ve 14 yüzyıl öğretici metinleri==>>*manzum metinler(şiir)
*mensur metinler(düz yazı)
5Tasavvuf Geleneğine bağlı kalınarak oluşturulmuştur
sayfa 117
6olay örgüsü;Nasrettin Hoca günün birinde ölür
Birilerinin cenazesini kaldıracağını düşünür
Kimsenin oralı olmadığını görür
Yardımcı kavram ve düşüncelero paralel çizgilere yazılcak olan kelimeler)
*vefasızlık,yalnızlık,ilgisizlik
Ana düşünce;İnsan her işini kendisi yapmalı başkalarına güvenmemelidir
sayfa 119
aKONULARI BAKIMINDAN ÖĞRETİCİ METİNLER
*Tıp metinleri * dini metinler * İslam menkıbeleri * öğüt ve bilgi verici
metinler
bSade ve anlaşılır bir dil kullanılmıştırCümleler kısa ve açıktırBu dönem
öğretici metinleri din tasavvuf tıp ve tabiat konularında yazılmıştırBu yüzyılda
yazılan öğretici metinler aydınlatıcı ve yol gösterici metinlerdir
ÖLÇME DEĞERLENDİRME
1a
2T A S A V V U F
3e
4Makalat adlı eseriHacı Bektaş Veliyazmıştır
14yy öğretici metinleri anlatım biçimleri bakımındanmanzumvemensurolmak üzere
iki gruba ayrılır
5D,Y,D,D,Y,D,Y
sayfa 123
BİRİM DEĞERİ:beyit
BİRİM SAYISI:beş
ŞİİRİN TEMASI:aşk
BİRİMLERDE ANLATILANLAR;
1şair sevgilisinin yüzünü açıp salınarak yürümesini,bağdaki çiçek ve ağaçların
da bunu görmesini istemektedir
2şair,bu aşk hastalığına sevgilinin aşkından düştüğünü,bunun da nasıl amansız
bir hastalık olduğunu herkesin görmesini istemektedir
3şair sevgilisinin aşkından perişan olduğunu,vücudunda yaralar açıldığını
söylemektedir
4şair,aşk derdinden dolayı kemikleri sayılacak kadar zayıfladığını ,bu hali ve
inlemeleriyle tıpkı Musikar'a benzediği söylemektedir
5şair güzellere yumuşak huylu değiller,demenin yanlış olduğunu,gördüklerinde
hemen yumuşak huylu olduklarını söylemektedir
Ç gazeldeki beyitlerin yerleri değiştirilerek okunduğunda gazelin anlamında
herhangi bir değişiklik olmamaktadırÇünkü gazelin birimleri olan her beyit kendi
içinde bir bütündürBu nedenle anlam aynı birim içinde başlar,aynı birim içinde
biterDolayısıyla bir beyitteki anlam diğer beyitlere bağlı olmadığı için
beyitlerinin yerlerinin değiştirilmesi gazelin anlamında herhangi bir
değişikliğe sebep olmamaktadır
DŞiirde anlatılanların gerçek hayatta yaşanılması mümkün değildirgazeldeki
sevgili ve aşık tipleri,şairin hayal gücünün ve bağlı bulunduğu Divan şiiri
geleneğinin tipleridir
EGazel nazım şeklinin özellikleri;
*Divan şiirinin nazım şekillerindendir
*5-15 beyit arasında yazılır
*İlk beytine matla,son beyitine makta,en güzel beyitine beytü'l-gazel,şairin
adının veya mahlasının geçtiği beyte mahlas beyti denir
*İlk beyit kendi arasında kafiyelidir
*Genellikle aşk,kadın ve içki konuları işlenmiştir
FHer iki şiirde gazel nazım şekli,beyit nazım birimiyle ele alınmıştırKafiye
şeması Baki'nin gazelinde olduğu gibi aa/ba/ca şeklindedirHer iki gazelinde
teması aşktırAnlatılanlarda gerçek hayatta yaşanması mümkün değildirHoca
Denhani'nin gazeli 7 birim iken ,Baki'nin gazeli 5 birimdir
2 ETKİNLİK
Aşk temasıyla bulduğunuz şiirleri sınıfta okuyunuz((arkadaşlar buna Özdemir
ASAF'ın --LAVİNİA-- şiiri örnek verilir))
2Gazelde aşk teması işlenmiş ve bir aşığın durumu gözler önüne serilmiştiBurada
ise aşığın durumu yine gazelin bütünündeki durumuna eşdeğerdirVerilen sözcükler
okunduğunda yine halini anlatan ve sitem eden aşığın durumu ortaya çıkmaktadır
3 İMGELER
GÜL VE NESRİN:rengi dolayısıyla sevgilinin yanağı
SERVİ VE SANAVBER:uzunluk ve salınış sebebiyle sevgilinin boyu ve yürüyüşü
GÜLNAR:rengi ve şekli dolayısıyla aşığın vücudundaki yaralar
4SÖZCÜK: Gülnar
GERÇEK ANLAMI: nar çiçeği
ŞİİRDEKİ ANLAMI:yara
GERÇEK ANLAMDA ÖRNEK KULLANIM:Gülnar bu mevsime yakışıyor
MECAZ ANLAMDA ÖRNEK KULLANIM:Bu dertten gülnarlar açtı her yanımda
SÖZCÜK:muhabbet(gülşeni)
GERÇEK ANLAMI: gül bahçesi
ŞİİRDEKİ ANLAMI:vücut
GERÇEK ANLAMDA ÖRNEK KULLANIM:Gül bahçesi rengarenkti
MECAZ ANLAMDA ÖRNEK KULLANIM:Yanımdayken kendimi gül bahçesinde hissediyorum
SÖZCÜK:Musikar
GERÇEK ANLAMI:efsanevi kuş
ŞİİRDEKİ ANLAMI:vücut
GERÇEK ANLAMDA ÖRNEK KULLANIM:Musikar efsanevi bir kuştur
MECAZ ANLAMDA ÖRNEK KULLANIM:Öyle güzel sesi vardı ki Musikar'ı andırdı
6 Açıl bağun gül ü nesrini ol ruhsarı görsünler
Salın serv ü sanavber şive-ı reftarı görsünler
yukarıdaki dizelerde istiare(eğretileme)sanatı vardır
Kapunda hasıl itdi bu devasuz derdi hep gönlüm
Ne derde mübtela oldu dil-i bimarı görsünler
yukarıdaki dizelerde teşhis(kişileştirme)sanatı vardır
Açıldı dağlar sinemde çak itdüm giribanum
Muhabbete gülşeninde açılan gülnarı görsünler
yukarıdaki dizelerde teşbih(benzetme)sanatı vardırVücut sevgilinin gül bahçesine
yaralar ise nar çiçeğine benzetilmiş
Ten-i zarumda pehlum üstühanı sayılur bir bir
Beni seyr itmeyen ahbab Musikar'ı görsünler
yukarıdaki dizelerde teşbih sanatı vardırAşık kendini ve inlemelerini Musikar'a
ve onun gagasından çıkan seslere benzetmiştir
Ey Baki
bu ifade de nida(seslenme)sanatı vardır
Yalvarı görsünler
yukarıdaki ifadede iham sanatı vardır yalvar sözcüğü hem yalvar- hem de bir
çeşit para anlamında kullanılmıştırHer iki anlamda beyte uygun olduğu için iham
sanatı vardır
7*gazel nazım şeklinin kullanılması
*beyit nazım biriminin kullanılması
*aruz ölçüsünün kullanılması
*sanatlı bir şöyleyiş olması
*arapça ve farsça sözcüklerin kullanılması
8örnek yazı:
Bakinin gazeli yapı bakımından divan şiir geleneği yansıtmaktadırAnlatımdaki
sanatlı ve manzumlara dayalı ifadelerin yanı sıra ahenk bakımından da çok güçlü
olan gazelde aşk teması işlenmiştirşair aşk temasını aşık ve verfasız sevgili
etrafında işlemiştirtemanın işlenmesinde manzumların yanı sıra şairin hayal
gücünün de etkisi vardır
9Baki;
*şiirlerinde tasavvufi unsurları kullanmıştır
*şiirleri nazım tekniği yönünden kusursuzdur
*şiirlerinde çok güçlü sanatlı bir söyleyiş vardır
*divan şiirinin en güçlü şairidir
Sayfa129
SU KASİDESİ
1) Ey göz, gönlümdeki ateşlere, gözyaşından su saçma, böylesine tutuşan ateşlere
su çare kılmaz
Bu beyitte Fuzulî gönlünde aşk ve ıztırabı ateşlere, gözyaşını ise, suya
benzetmiştir Su ile ateş birbirine zıttır Su ateşi söndürür Fakat gönül atşi
maddî değil, manevîdir Bundan dolayı gözyaşları insanın içindeki ateşi söndürmez
Bu beyit bize Fuzulî'nin muztarip, duygulu bir insan olduğunu gösteriyor Bu
beyitte tekrarlanan (s, g, d, k) konsonantları (ünsüzleri) ile (o, ö, u)
vokalleri (ünlüleri) bir ahenk vücuda getirmektedir
2) Dönen günbedin rengi mi mavidir, yoksa gözümden akan su mu onu çepçevre
çevirmiştir, bilmiyorum
Bu beyitte geçen "âb-gûn" kelimesi hem suya benzer, hem mavi renk mânâsına gelir
Fuzulî gözyaşlarının gök kubbeyi çepçevre kuşattığını söylemekle mübalağa sanatı
yapıyor, gökyüzünün renginin mavi mi, yoksa gözyaşlarından dolayı mı böyle
göründüğünü bilmediğini söylemekle "tecahül-i arifane" de bulunuyor Gökyüzü,
için "günbed-i devvar" (döner kubbe) tamlamasını kullanmakla da şair, gökyüzü
ile göz arasında bir münasebet kuruyor Bu beyitte tekrarlanan (n ve g)
konsonlarıyla ince ve kalın yuvarlak vokaller hususî, bir âhenk vücuda getiriyor
3) Kılıcının zevkinden gönlüm parça parça olsa, şaşılmaz, zira su zamanla
duvarda yarıklar bırakır
Fuzulî'nin bu beyitte "zevk-i tîg-kılıcının zevki" tamlamasını kullanması
psikolojik bakımdan dikkati çekicidir Fuzulî sevgilisinin verdiği acıdan şikâyet
etmez, tam tersine zevk duyar Burada söz konusu olan kılıç sevgilinin keskin
bakışıdır Şair, senin kılıca benzeyen bakışlarının yerdiği acı' bana zevk" verir
fikrini "zevk-i tîg" tamlaması ile özetlemiştir Divan şairleri bu nevi kısa,
özet veya yoğun sözlerden hoşlanırlar Onları okuyucunun çözümlemesi lâzımdır
Şair, kılıcın gönlünü çak çak (parça parça) etmesi ile suların duvarda yarıklar
hâsıl etmesi arasında bir bağlantı kuruyor Divan şairleri çok defa kılıç deyince
suyu hatırlarlar Bunun sebebi kılıcın imal edilirken su ile çelikleştirilmesidir
Bir klişe olarak kullanılan "âb-ı tîg" (kılıç suyu, kılıcın parlaklık ve
keskinliği) tamlaması da onlarda su hayalini uyandırır
4Yaralı gönül senin (peykân)ından korka korka bahseder Yaralı olan suyu
ihtiyatla içer
Bu beyitte geçen "peykân" sözü okun ucundaki demir mânâsına gelir Bu da
sevgilinin kirpiklerine tekabül eder Sevgilinin oka benzeyen kirpikleri âşığı
yaralar, yaralılar da suyu ihtiyatla içerler
5Bahçıvan boşuna zahmet çekmesin, gül bahçesini suya versin, bin gül bahçesine
su verse, senin yüzün gibi bir gül açılmasına imkân yoktur
Bu beyitte sevilen varlığın yüzü ile gül arasındaki benzeyiş dolayısıyla ikisi
arasında bir mukayese yapılmıştır Fuzulî su redifi vasıtasiyle hayali
genişletiyor Araya bahçıvanı da katıyor Sevgili, güzellik ve başka vasıfları
bakımından gülden üstündür Şair, su vermek ile de oynuyor Birinci mısrada "suya
vermek" sözü mecazî olarak yok etmek mânâsına kullanılmıştır
6 Yazı yazan (hattat) kalem gibi gözlerine kara su inse de, senin yüzünün
hattına benzer bir hat yazamaz
Bu beyitte "gubar,' muharrir, hat, hâme ve kara" kelimeleri arasında tenasüb
sanatı vardır Bu kelimeler birbirleriyle ilgilidir Hat, yazı sanatıdır Gubar,
hat sanatında bir yazı çeşididir Şair, kalem, kara ve muharrir kelimelerini hat
sanatı ile münasebeti bakımından zikrediyor Divan şairleri sevgilinin yüzündeki
ince tüyleri hatta (yazıya) benzetirler Sevgilinin yüzünün hatları, hattatın
yazdığı yazılardan çok daha güzeldir Hattat, gözlerine kalem gibi kara su
ininceye dek, yani kör oluncaya kadar yazı yazsa, senin yüzünün hattına benzer
bir yazı yazamaz Şair "okşamak" kelimesini hem benzetmek, hem yüz dolayısıyle
sevmek mânâsında kullanmıştır Kalem (hame) gibi gözüne kara su inmek sözü,
mecazî olarak kör olmak mânâsına gelir
7Yanağını hatırlarken kirpiklerim ıslansa bunda şaşılacak ne var? Gül
yetiştirmek isterken, dikene verilen su boşa gitmez
Fuzulî bu beytinde gözyaşını tatlı bir alayla yumuşatıyor Beyit, birbiriyle
ilgili şu benzetmelere dayanıyor: Yanak-gül, kirpikler-diken, gözyaşı-su Bu
beyitte eskilerin "leff ü' neşir" (sarma ve açma) dedikleri bir sanat vardır Bu
sanat, aralarında münasebet bulunan iki veya üç şey zikrederek karşılıklarını
(benzerlerini) söylemek suretiyle yapılır
8Gam günü hasta gönülden kılıcını (kirpiklerini, bakışını) esirgemek gecede
hastaya su vermek hayırlı bir iştir
Fuzulî, burada da ok (kılıç) -su-yaralanma mazmununa dayanıyor Karanlık gece ile
sevgilinin kara gözleri arasında da münasebet vardır
9Gönül, ondan ayrı olduğun zaman, onun peykinin (oka benzeyen kirpiklerini)
isteyerek, hasretini teskin etmeğe çalış Susuzum, git bu çöl de benim için su
ara
Kılıca olduğu gibi peykâna (ok ucuna) da su verilir Şairin "git bu çölde benim
için su ara" demesi demirin kuruluk bakımından çöle benzemesinden, demirde ve
çölde gizli olarak su bulunmasından dolayıdır Şairin asıl özlediği sevgilisinin
bakışlarıdır
10 Ben dudağına karşı büyük bir arzu duyuyorum Kuru sofular ise, kevser
istiyorlar; böylece sarhoşa şarap,' ayık insana da su hoş gelir
Bu beyitte dudak kırmızılığı dolayısıyle içkiye benzetilmiştir, ve sarhoşa
(aşığa) uygun görülmüştür Kevser Cennet'te bir havuzun adıdır Dîvan şairleri aşk
ile kendinden geçenlerle kuru sofuları karşılaştırmaktan ve aralarındaki tezadı
belirtmekten hoşlanırlar Aynı beyitte birbirine paralel olan dudak-şarap,
âşık-sarhoş, kevser-su, zahid-ayık insan benzetmeleriyle Fuzulî bir leff ü neşir
sanatı yapmıştır
11 Su, durmadan senin mahallendeki bahçeye doğru akıyor Galiba o, hoş yürüyüşlü
sevgiliye âşık
Fuzulî'nin küçük bir tablo teşkil, eden bu beyti de birtakım gizli benzetmelere
dayanır "Serv-i hoş-reftar"dan maksat uzun boylu, güzel yürüyüşlü, sevgilisidir
Sevgilinin bahçesine doğru akan su âşıktır Dîvan şairleri sevgilinin boyu için
"revan" (akıcı) sıfatını da kullanırlar Servi kelimesi, şairde su çağrışımı
uyandırmıştır
12 Toprak (set) olarak sevgilinin köyüne giden suyun yolunu kessem gerek Zîra o
benim rakibimdir O köye gitmesine engel olmalıyım
Şair burada yine servi dolayısıyle rakibini suya benzetiyor Toprak olmak
kelimesi mecazî olarak, ölmek mânâsına gelir Fuzulî, bu kelimeyi hem, hakikî,
hem mecazî mânâda kullanıyor
13 Ey dostlar, eğer onun elini öpme arzusu ile ölürsem, toprağımdan bir testi
yapın ve sevgiliye onunla su verin
Fuzulî ince bir hayale dayanan bu beytinde (s) aliterasyonu ile (u) asonansının
doğurduğu âhenkten de istifade ediyor
14 Servi, kumrunun yalvarmalarına karşı dikbaşlılık ediyor Su gitsin de onun
eteğine sarılıp ayağına düşsün yalvarsın
Servi ile kumru çok defa bir arada bulundukları için birbirlerine âşık
sayılırlar Servi, güzel boylu sevgiliye, kumru yalvaran âşığa benzer Şair,
servinin uzun oluşu ile dikbaşlılık arasında bir münasebet bulunuyor Servi
ağaçlarının dibinden akan su da bir arabulucuya benzetiliyor Şair bu beyitte
servi, kumru ve suya insana has vasıflar vermek suretiyle "teşhis" ediyor ve
âdeta tabiatı masallaştırıyor
"Servi", vahdeti (Tanrı) "su", peygamberi, "kumru" kulu temsil eder Beyitte arka
planda böyle bir mânâ da vardır
15 Gül dalı bir hile ile bülbülün kanını içmek istiyor Su, gül dalının damarına
girerek bülbülü kurtarmalıdır
Renk kelimesi, renkten başka şekil, suret ve hile mânâlarına da gelir Şairin
burada onu kullanması gül ve bülbülün kanı dolayısıyledir Gül, kendisine kırmızı
renk sağlamak maksadıyle bülbülün kanına girmek istiyor Divan şiirinde gül ile
bülbül arasında bir aşk münasebeti olduğundan bahsedilir Şair bu beytinde de
gül, bülbül ve suya insanî vasıflar izafe ediyor
16 Su temiz tabiatını âleme aydınlık (berrak) kılmış ve Hazret-i Muhammed'in,
yoluna girmiştir
Şair bu beytinde su ile Hazret-i Muhammed'e uyan, onun yolunda giden mümin
arasında bir münasebet buluyor Temizlik dolayısıyle İslâmiyet suya büyük önem
verir Su maddî ve manevî temizliğin sembolüdür Suyun vasıflarından biri berrak
oluşudur İyi mümin de öyledir Onun gönlü de su gibi aydınlık, herkese açıktır
17 Seyyid-i nev'-i beşer (insan ney'inin efendisi, Hazret-i Muhammet) seçkinlik
incisinin denizidir Onun mucizeleri kötülerin ateşi üzerine su serper
Burada su redifi dolayısıyle Peygamber bir seçkin inciler denizine
benzetilmiştir Onun din denizi seçkin inciler yetiştirir O, kötülük ateşlerini
söndüren bir sudur Su ile ateş arasında tezat vardır Burada ateş kötülüğün, su
iyiliğin sembolü olarak kullanılmıştır, Bu beyitte seyyid, ıstıfa, sepmek),
(beşer, ateş-i eşrar) kelimelerinde aliterasyon vardırHz Muhammed doğduğu zaman
ateşperestlerin ateşleri sönmüştür Beyitte bu mucizeye de telmih vardır
18 Peygamberlik gül bahçesinin canlılığını tazelemek için mermer taşı mucizinden
(yaratıcılığından) su akıtmış
Peygamberlik gül bahçesine su verince gül tazeleniyor Gül Peygamberimize izafe
edilen bir çiçektir Peygamberlik müessesesi onunla taze kalmış, Son peygamber
olan Peygamberimizin mucizelerinden biri kara taştan su akıtmak Bu mucize
peygamberliğinin kabulü ve yeni bir gül açılması, peygamberlik bahçesinin
parlaklığının tazelenmesidir
19 Onun mucizi âlemde öyle nihayetsiz bir hidayet denizidir ki, binlerce kâfir
tapınağına (Mecusî tapınağına) o denizden hidayet ermiştir
Peygamber doğduğu zaman vukua gelen harikulade hadiselerden biri de sönmeyen
ateşlerin sönmesi (Mecusî ateşlerinin sönmüş olması)dir Bu hadiseye telmih eden
Fuzulî'ye göre peygamberimizin mucizesi öyle sonsuz bir deniz imiş ki, binlerce
kâfir ateşgedesindeki ateşi söndürmeğe yetmiştir
"Yetmiş" kelimesi hem "erişmiş" hem de "kifayet etmiş" mânâlarına gelir Burada
kifayet etmiş mânâsında tevriye!i kullanılmıştırAyrıca su-ateş arasında tezat
vardır
20 Şiddet günü Ensar'a parmağından akıttığı suyu kim işitse, hayretle parmağını
ısırır
Tebuk seferinde (şiddet günü) susuz kaldıkları zaman Peygamberimizin parmakları
arasından oluk oluk su akmış Bunu duyan hayretinden parmağını ısırır Bu hadise
de kullara hayret veren bir mucizedir
21 Dostu, yılan zehri içse, ebedî hayat suyuna döner, düşmanı su içse mutlaka
yılan zehri olur
Peygamberin dostlarından maksat, hayatında iken, ona uyan sahabelerle, onun
yolundan giden Müslümanlardır Aynı imana sahip oluş, onlara da manevî bir güç
verir ve onlar bu manevî güç ile, kötülükleri iyiliğe döndürebilirler Buna
karşılık, düşmanları için iyi şeyler böyle kötü bir mahiyet alır Şair bu fikri,
yılan zehrinin ebedî hayat suyuna veya tersine ebedî hayat suyunun zehre
dönüşmesi sembolü olarak ifade ediyor Burada tezat sanatı vardır
22 Abdest almak için yanağının gülüne su serpince, her damla sudan bin rahmet
denizi dalgalanmıştır
Şair borada "gül-i ruhsar" tamlaması ile Peygamber'in yanağını güle benzetmiştir
Abdest alınırken yüz yıkanır Peygamber'in yüzüne değen su, onun manevî gücü ile
çoğalıyor, bir damladan bin rahmet denizi doğuyor Damla ile deniz arasında tezat
vardır Bu tezat ve benzetme tasavvufta birlik (vahdet) ile çokluk (kesret) u
belirtmek için kullanılır Çok, birden doğar Başlangıçta ilk Müslüman olan
Hazret-i Muhammed tek idi Daha sonra, Müslümanların sayısı yüzlerce milyonu aştı
Tanrı'nın insanlara acıması mânâsına gelen rahmet, Türkçe'de mecazî olarak
yağmur mânâsına da gelir Yağmur milyonlarca damladan oluşur
23 Su senin ayağının toprağına erişeyim diye durmadan, ömürler boyu başını
taştan taşa vurarak âvâre gezer durur
Her yıl, yüz binlerce Müslüman, dünyanın dört bir yanından Hacc'a giderler
Peygamber'in mezarını ziyaret ederler Şair, sulara da böyle kutsal bir duygu
yüklüyor Suların başını taştan taşa vurması, hem hakiki, hem mecazî mânâda
kullanılmıştır Hayat ile su arasında münasebet olduğu için şair ömür kelimesini
kullanmıştır Muttasıl kelimesi Arapça "vasl" (ulaşan, kavuşan) kökünden gelir Bu
beyitte teşhis sanatı vardır
24 Su ister ki, senin dergâhının toprağına zerre zerre nur salsın Parça parça
olsa bile su o dergâhtan dönmez
Toprak, su ve ışık zerre zerre, parça parça olurlar Su ışığı yansıtır Şair, su
ve ışığın bu özelliklerine manevî bir mânâ da veriyor Burada su ve ışığın zerre
zerre veya pare pare olması sevginin gücünü ifade eder
25 Senin na'tını zaman zaman tekrarlamayı hata ehli derman bilir Tıpkı sarhoşun
ayılması için yüzüne su serpmesi gibi
Hata kelimesi yanlış ve günah mânâsına gelir "Ehl-i hata"dan maksat, yanlış yola
sapanlar, günahkârlardır Onlar günahlarından kurtulmak için, sarhoşun ayılmak
maksadıyle yüzüne su serpmesi gibi senin na'tını tekrarlarlar Na't, bir şeyi
medhederek anlama mânâsına gelir Hazret-i Mu-hammed'i övmek için yazılan
şiirlere de na't denilir Belli zamanlarda okunan Kur'an cüzlerine ve dualara
"vird" denilir
26 Ey Tanrı'nın sevgilisi, ey insanların en iyisi, sana dudakları yananların su
dilemeleri gibi müştakım
27 Şen o keramet denizisin ki, Miraç gecesi feyzinin şebnemi duran ve gezen
yıldızlara su götürmüştür
Burada Hazret-i Muhammed'in Mirac'ına telmih vardır Şebnem kelimesinin şeb'i
(gece) ile Şeb-i Mîrac'ın "şeb"i aynı mânâya gelir Şairin iki kelime atasında
münasebet kurmasının sebebi budur Feyiz: suyun taşması, bereket demektir Şebnem
ile bahar arasında tezat vardır Peygamber'in manevî gücü o kadar kuvvetlidir ki,
yeryüzünden götürdüğü şebnemi bütün yıldızlara yetecek su sağlar Burada sudan
maksat, Hazret-i Muhammed'in Miraç gecesi bütün kâinata varlığı ile vermiş
olduğu feyizdir
28 Mezarını yenileyen mimara su gerekirse, güneşin çeşmesinden her dem feyzin
saf suyu iner
Burada güneş, dünyaya feyz ve bereket verdiği için çeşmeye, güneşten akan ışık
zülâle (saf su) benzetilmiştir
29 Cehennem korkusu yanık gönlüme gam ateşi salmış, senin ihsan bulutunun o
ateşe su serpeceğini umuyorum
Mânâ bakımından bütün kelimeleri birbiriyle ilgili olan bu beyitte tenasüb veya
müraat-i nazîr sanatı vardır
30 Na'tının uğuru ile Fuzulî'nin sözleri nisan yağmurundan vücuda gelen büyük
inci tanelerine benzemiştir
Bir efsaneye, göre istiridyeler nisan ayında denizin yüzüne çıkar, yağmur
yağarken kabuğunu açar, bir iki damla alır, yeniden denizin dibine inerlermiş
Bunlar zamanla inci haline gelirmiş Fuzulî yukarıdaki beytinde bu efsaneye
telmihte bulunuyor, kendi sözlerini inciye benzetiyor
31 32 Mahşer günü gaflet uykusundan uyandığımda ve hasret gözyaşlarından uykusuz
gözlerim su döktüğünde (ağladığımda) umduğum odur ki, mahrum olmayayım, vaslının
çeşmesi senin yüzüne teşne olan bana su versin
Divan şairleri umumiyetle fikirlerini bir beyitte sona erdirirler Fuzuli burada
31 beyitle 32 beyiti birbirine bağlıyor İki beyitte de mahşer günü bahis
konusudur O gün insanlar Tanrı'ya -hayatlarında yaptıkları iyi ve kötü işlerin
hesabını verecekleri için büyük bir telaş ve heyecan içinde olacaklardır O gün
Hazret-i Muhammed kendisini sevenlere şefaat edecektir
SAYFA 129
1abirim değeri:beyit
birim sayısı:32
bşiirin teması:Hzpeygambere övgü
cnesib:1-15, methiye:17-29, girizgah:16, fahriye:30, dua:31-32
çher beyit kendi içerisinde bir bütündürbeyitlerde başlayan anlam yine diğer
beyitlere sarkmadanaynı beyitin içinde bitmektedirkasidenin bölümlerindeki her
beyit o bölümü ifade etmek amacıyla bir araya getirilmiştirbeyitler bir araya
getirilirken her beyitin o bölümde anlatılacakları tek başlarına anlatmaları
beyitlerin anlam bakımından birbirinden bağımsız olmalarını
sağlamaktadırbeyitlerdeki kafiye ve redif olarak kullanılan su sözcüğü beyitler
arasındaki ses ilişkisini göstermektedir
d "Dest busı arzusıyla ger ölsem dostlar
Kuze eylen topragum sunun anunla yara su" beyiti şairin kişisel duyarlılığını ve
hayal gücünü en iyi ifade eden beyittirşair bu beiytte onun elini öpmek
arzusuyla ölürsem toğrağımdan bir testi yaparak onunla yare su verin,böylece
mezar toğrağım onun eline değecek ve elini öpmüş olacaktır ifadesini
kullanmaktadırbu hayal gücü ve duyarlılık şairin şiir kudretinin ne kadar güçlü
olduğunu göstermektedir
e beyit sayısı 31-99 arasındadır
din ve devlet büyüklerini övmek için yazılır
kaside 5 bölümden oluşur (nesib,girizgah,methiye,fahriye,dua)
2a "Dest busı arzusıyla ger ölsem dostlar
Kuze eylen topragum sunun anunla yara su"
yukarıdaki beiytte "s" seslerinin tekrar edilmesi ahengi sağlamıştır
byukarıdan aşağı doğru akan suyun görüntüsü ile kasidedeki su sözcüğü arasında
ses bakımından bir ilişki vardırresimdeki şelaleden çıkan su sesi,kasidenin
redifi olan su sözcüklerinin okunmasıyla çıkan sesle eşdeğerdir
Sayfa130
ç-her beyitin sonunda su sözcüğünün tekrarlanması ses ve ahenk ahenk yönünden
anlamı güçlendirir
d-13 beyit
e-nazım birimi beyittir
-en az 33 beyit, en çok 99 beyitten oluşur
-giriş bölümü nesib, asıl konuya giriş bölümü fahriye, devrin büyüğünü övdüğü
bölüm medhiye, son bölümüne ise dua denir
-ilk bölümüne matla, son bölümüne makta denir
-uyaklanışı aa, ba, ca, da şeklindedir
-ele aldıkları konuya göre isimlendirilirbunlar:tevhit,münacat,naat,medhiye,
fahriye,hicviyye,mersiye
sayfa 131
6 HİSSETTİKLERİM
samimiyet
sevgi
özlem
arzu
heyecan
7FUZULİ
divan şiirinin en güçlü şairlerindendir
şiir tekniği çok güçlüdür
şiirlerinde tasavvufi konuları ele almıştır
şiirlerinde azeri türkçesinin özellikleri görülür
Sayfa 133
BİRİMLERDE ANLATILARLAR
Şiirin teması: Aşk
1Şair, aşıkların ayrılık acısına sabredemeyeceğini anlatıyor
Birim Değeri: Dörtlük - Birim Sayısı: Bir
2İlahi aşk
3Dilek (dua)
4Aşk
ç)1Rubai: Ayrılık - Aşk
2Rubai: Aşk Ateşi - İlahi Aşk
3Rubai: Duam - Dilek
4Rubai: Sevgili - Aşk
d)Gerçek hayatla ilişkilendirilebilir Aşk ve aşkın halleri ile dua insan
hayatında yer bulabilen durumlardır
e)Rubai nazım şeklinin özellikleri:
-Nazım birimi dörtlüktür
-Tek dörtlükten oluşur
-aaxa şeklinde kafiyelenir
-Özel bir vezinle yazılırlar
-Yoğun bir fikir örgüsü vardır, bu da ahengin sağlanmasını zorlaştırır
-Tasavvuf, felsefe, dünya görüşü gibi pek çok konuda yazılırlar
-Asıl söylenmek istenen 3 ya da 4 dizede söylenir
2)1Rubai
söyler imiş: redif
-an: tam kafiye
2Rubai
ûr: tam kafiye
3Rubai
-dan sakla: redif
â: yarım kafiye
4Rubai
dime ana: redif
-z: yarım kafiye
3)"vâdi" ve "sanem" sözcükleridir
Vadi: Ihlara Vadisi'ne düzenlenen geziye katıldık
Şiir vadisinde o da kalem oynatmıştı
sanem: Puta tapınma ilkel kabilelerde de görülmektedir
Put kadar güzel bir insanmış, dedi
4)1 Rubai: dil (gönül), bir insan gibi düşünülmüştür Kişileştirme sanatı vardır
2Rubai
dil-i bi-karar: teşhis
fevvare-i nur: teşbih
ateş-i aşk: teşbih
3Rubai
Ya Rab: nida (seslenme)
reh-i vadi-i rubai: teşbih
ta'n-ı har-ı nadan-ı dü-pa: teşbih
4Rubai
sanema: nida
sanem: istiare
5)Nazım şekli, nazım birimi, mazmun ve sanatlar divan şiiri geleneğine aittir
139
4- a) kalıbı:feilatun feilatun feilatun failun
b)ahengi sağlamıştır şairin içinde bulunduğu ruh halini belirtmiştir
5- a)teşbih sevgilinin yüzü itiariyle güle benzetilmiştir
teşbih sevgilinin saçı kokusu dolasıyla yasemine benzetilmiştir
teşhis(kişileştirme) aşığın gönlü insan gibi düşünülmüştür
nida gönle seslenilmiştir
teşhis aşığın gönlü insan gibi düşünülmüştür
istiare aşığın gönlü heva yolı'na benzetilmiş fakat söylenmemiştir
b)aşk kopuzunu, aşk neyi ilşe gam çengine, name-i aşk, came-i aşk
6-toprak etmek, peşinde dolaşmak, yar etmek, ayaklar altına almak, rüzgar gibi
koşmak, feda etmek, feleğin zehrini içmek, hançerlerle doğramak, aşk kopuzunu
kırmak, sırdaş olmak
7-bentlerle yazılmıştır
-aruz ölçüsü kullanılmıştır
-ağır ve süslü bir dil kullanılmıştır
-söz sanatları ve mazmunlar kullanılmıştır
-mahlas kullanılmıştır
-arapça ve arapça kelimeler kullanılmıştır
8-kendi duygularınızı yazın
9-15 yüzyıl sanatçısıdır
-devlet adamlığı da yapmıştır
-kasideleriyle ünlenmiştir
-eserlerinde beşeri aşkı işlemiştir
-bir ''Divan''ı vardır
141
birim değeri:bent
birim sayısı:yedi
BİRİMDE ANLATILANLAR
-şair, gönlüne seslenerek feleğin ne yapacağının belli olmayacağını
söylemektedir
-gönlün arzu ve isteklerinden vazgeçmesini istemektedir
-şair,bu dünyanın kimseye kalmayacağını belirtmektedir
-şair, gönlün feleğin güzelliklerine aldanmaması elindekilerle yetinmesini
kanaat etmesini söylemektedir
-şair, feleğin kendisine gaddarlık ederek sevgilisinden ayırıp gurbete attığını
ifade etmektedir
-şair,her şeyini sevgili uğruna feda ettiğinden bahsetmektedir
-şair,nefsin ve dünyanın isteklerinden vazgeçmek gerektiğini, gönül aynasının
böyle temizleneceğini ifade etmektedir
şiirin teması:aşk, dünya nın geçiciliği
c beşer dizelik bentlerden oluşur
ilk bent kendi arasında kafiyeli diğer bentlerin son dizesi ilk bentle
kafiyelidir(aaaaa bbbba)
2acele etme, acele etmek kınama getirir
dünya için boş yere ıstırap çekme
arzularına, heveslerine sabır ve tahammülden bir örtü çek
feleğin kaderindeki şerbet zehirlidir,sakın içme
dünya mülkünün saadetini bir rüya zannet
kanaat ederek yalnızlık köşesini seç
nefsinin ve dünyanın lezzetlirini unutarak aşk sarhoşu ol
gönül aynanı tertemiz yap
verilen tasavvufi öğütler, insanı tasavvuftaki anlamıyla olgunlaştırmak içindir
günümüz şartları düşünüldüğünde bu öğütlerin tam anlamıyla uygulanması mümkün
değildir
sy 144
ana birim değeri: bent
alt birim değeri:beyit
malesef birimde anlatılanları yapmadım ama bir kere okursanız yapabilirsiniz
8 bendin teması : cimrilik
13 bendin teması: dünya nın gelip geçiciliği
c cimrilik, fanili, gelip geçicilik kavramları geçmişten günümüze aynı anlamı
ifade etmektedir
günlük hayatta sık karşılaşılan kavramlardır bunlar
Sayfa 145 2 soru
Son beyitte yani vasıta beyitinde çünkü şair daha önceki beyitlerse sikayet
etmiştir
3soru a şıkkı
Kafiye ve redifler,aruz ölçüsü ve ses tekrarları
4 soru
ciğerpare=ciğer parçası-------->Mal,mülk anlamında kullanılmıştır
merg oku=ölüm oku----------->Şiirde ölüm anlamında kullanılmıştır
siper=gizlenip savaşılacak yer veya şey------>şiirde altın ve gümüş anlamında
kullanılmıştır
6soru a şıkkı Tablo
Nida-------->ey hace,ya rab
Tezat------>Dert-çare,vefa-cefa,cahil-kamil
Mübalağa--->Evci feleğe bastı kadem cah ile cahil erva Erbab-ı kemâlün yiri yok
zîr-i felegde
Tenasüp---->fena,ayan,adem,paşa ifadedeki anlam bakımından birbiriyle ilişkili
olan aynı beyit içinde kullanılan sözcüklerdir
İstiare------>ciğerpare=mal mülk,mülk-i fena=dünya,mezbele=dünya benzetmeleri
yapılmış fakat benzeyenler söylenmemiştir
İstifham--->Ya rab bize bir er bulunup himmet ider mi Yoksa günimüz böyle
felaketle geçer mi
6 soru b şıkkı
Şiirde söz sanatlarının az kullanılmasının sebebi şairin üslubu yanında işlenen
tema ile de ilişkilendirilirÇünkü şiirin amacı sanat yapmak değildir
7 soru Bağdatlı Rûhî
Şiirlerinde toplumsal konuları işlemiştir
Dönemin sosyal özellikleri ve yaşayışı şiirlerinde görülür
Dili çağdaşlarına göre sadedir
Şiirleri edebi bakımdan zayıftır
Sayfa 146 1soru a şıkkı (Tablo)
Mısra örgüsü Kafiye Düzeni Tema
Gazel Beyit aa/ba/ca Aşk,ayrılık,özlem,kadın,şarap
Kaside Beyit aa/ba/ca Din ve devlet büyüklerini
övmek için söylenir
Rubai Tek dörtlük aaxa Dünya görüşü
felsefe,tasavvufi düşünce
Şarkı Dörtlük aAaA/bbba/ccca Aşk,sevgi,ayrılık,eğlence
Murabba Bent aaaa/bbba/ccca Dini ve ddidaktik konular,
övgü ve yergi
Muhammes Bent aaaaa/bbbba/cccca İlahi aşk,tasavvufi ve felsefi
düşünce
Terkibibent Beyit aa/xa/xa/xa/bb Dini,felsefi,tasavvufi,toplumsal
1 soru b şıkkı(Tablo)
Mısra Örgüsü Kafiye Düzeni Tema
Gazel Gazel Gazel
Kaside Kaside Şarkı
Terkibibent Terkibibent Kaside
Terkibibent
Rubai
Murabba
Sayfa 148 3 soru
Divan Şiirinde Brimler bir bütün olduğu için birimdeki anlam o birimde başlar ve
diğer birimlere sarkmadan o birimde biter
4soru
Ortak manzumlar şunlardır
gül (gazel,murabba,kaside)
serv (gazel,şarkı,kaside)
dil (gazel,kaside,rubai,şarkı,murabba,muhammes,terkibi bent)
zülf (murabba,muhammes)
felek,dünya (murabba,terkibibent)
hak (kaside,murabba)
sanem (rubai,muhammes)
5 soru a şıkkı
Verilen gazeller ritimleri dikkate alınarak okunduğunda Baki'nin gazelinin
ritminin daha kuvvetli olduğu görülmektedirBakinin gazelinde kullandığı
dil,Nesimi'nin şiir dilinden daha ahenklidirBunun yanında gazellerin
yazıldıkları yüzyıllara bakıldığında 16 yyda şiir dilinin daha oturmuş olması
Baki'nin gazelinin ritmini ve ahengini daha üstün kılmaktadır
5 soru b şıkkı
Şöyleyiş ve ritim bakımından Baki'nin gazeli daha başarılıdırNesminin gazeli
osmanlı devletinin kuruluş döneminde yazılmıştırBakinin gazeli ise yükselme
dönemi ürünüdürNesiminin gazeli divan şiirinin kuruluş dönemi ürünü olduğu için
gazelde bazı kusurların,ritim ve ahenk eksikliklerinin olması son derece
doğaldıryükselme dönemine gelindiğinde ise herşey yerli yerine oturmuş,her
alanda en parlak örnekler ortaya konulmuştur
Sayfa 149 6 soru a şıkkı
Pir Sultan Abdal tarafından söylenen koşma "aşık tarzı halk şiiri"örneğdirbu
nedenle islamiyetten önceki türk edebiyatı döneminin sözlü edebiyat devresinden
itibaren süregelen bir geleneğin ürünü olan koşma da dil,son derece sadedirhalka
hitap ettiği için halkın dilinden uzaklaşmamış,onların duygu ve düşüncelerini
dile getirmiştir
6 soru b şıkkı
Pir Sultan Abdal'ın koşması ile Baki'nin gazelinin okuyucu kitlesi aynı
değildirkoşma halka hitap ederken gazel yüksek zümreye hitap etmektedir
7 soru
Divan şiirinde işlenen konular her bakımdan birer kusursuzluk örneğidirAşk tam
anlamıyla aşktır,sevgili her yönüyle hayal gücünün zirvesinde yer alırBu nedenle
divan şiiri "ideal"olanın ifadesini bulduğu yerdirherşey"idealize" edilerek
anlatılırDivan şiirinin bu özelliği yani "yüce" ve "yüksek" olana yönelik
olması,onun "somut" yerine "soyut"un sahasında kalmasına sebep olmuştur
8 soru
Divan şiirinin Arapça ve Farsça kelimelerin sıkça kullanılması İslam
medeniyetinin etkisinin yanı sıra asıl aruz ölçüsü dolayısıyladırTürkçede uzun
ses olmaması seslerin uzunluk ve kısalık esasına dayalı olan aruz ölçüsünün
uygulanmasını zorlaştırmıştırÇıkış yolu olarak aruza uymayan türkçe sözcükler
yerine uzun ve kısa seslerin bulunduğu arapça ve farsça sözcükler kullanılmaya
başlamıştır
9 soru
Koşuk
Tema:aşk
Ahenk:hece ölçüsü kullanışmıştır
Yapı:nazım şekli;koşuk nazım birimi;dörtlük
Dil:eski türkçe dönemini yansıtan öztürkçe bir dil kullanılmıştr
Söyleyiş:aşk temasının belirlediği vurgu ve tonlama şiirin söyleyişini
belirlemektedir
Gazel
Tema:aşk
Ahenk:Aruz ölçüsü kullanılmıştır
Yapı:nazım şekli;gazel nazım birimi;beyit
Dil:arapça ve farsça sözcüklerin kullanıldığı bir dildir
Söyleyiş:aşk temasının belirlediği vurgu ve tonlama şiirin söyleyişimi
belirlemektedir
Sayfa 150 (Ölçme Değ Cevapları)
1C
2A
3C
4E
5E
6E
7E
8A
9D
10 D-Y-D-Y
11*Gazelin son beyitinemaktaşairin mahlasının bulunduğu beyitetaç beyiten güzel
beyitine beytü'l gazel denir
*Diva şiirinde kullanılan kalıplaşmış nükteli ve sanatlı güzel
sözleremazmundenir
12
makta
taç beyit
Nedim
vasıta
aruz
mazmun
tecahül-i arif
benzeyenve benzetilen
tenasüp
Sayfa 152 13 Etkinlik
Vardar Ovası Türküsü dilden dile geçerek günümüze ulaşmıştır yani anonimdir
2 soru a şıkkı
Derleyen sözcüğü;bu türkünün söyleyeninin bilinmediği,kuşaktan kuşağa
atlanılarak günümüze geldini ve Suat Batur tarafından yazıya geçirildiğini
gösteriyor
2 soru b şıkkı
Türkülerin yazıya geçirilerek kuşaktan kuşağa aktarılarak günümüze ulaştığını
anlıyoruz
Sayfa 153 1 soru a şıkkı
1mani
derede -de:redif
nerede -ere:zengin uyak
dedim 7'li hece ölçüsü
pencerede
2mani
Erkek
Mesdi yar yar:redif
mesdi yar
arasında
esdi yar
Kız
maniciyim -m:redif
gemiciyim 7'li hece ölçüsü
alma
alıcıyım
3mani
dildim -dim:redif
sildim -il:tam kafiye
kıymetin 7'li hece ölçüsü
bildim
4mani
çağlar gibi -lar gibi :redif
dağlar gibi -ağ:tam uyak
yaralıyım 7'li hece ölçüsü
sağlar gibi
5mani
alma beni -ma beni:redif
salma beni -al:tunç uyak
göster 7'li hece ölçüsü
alma beni
gül ister
bağlar gibi
aldım seni -dım seni:redif
salma beni -al:tunç uyak
göster 7'li hece ölçüsü
alma beni
6mani
ayna güzel ayna güzel:cinaslı uyak
ayna güzel ay ne güzel:cinaslı uyak
görenler 7'li hece ölçüsü
ay ne güzel
tarar
ayna güzel
1 soru c şıkkı
''Ayna güzel'' ve '' ay ne güzel'' ifadelerinin birlikte kullanılmasıyla cinas
yapılmıştırCinas,maninin ahengi bakımndan önemlidirCinaslı manilerde ses ve
söyleniş aralarında cinas bulunan kelimelerle sağlanır
2 soru a şıkkı
Duygu ve düşünceler 1manide 2,3 ve 4 dizelerde;2manide ilk dörtlükte 2,3 ve 4
dizelerde,ikinci dötrlikte ise 3ve4 dizelerde; 3manide 3 ve 4 dizelerde ;4 ve
5manide bütün dizelerde; 6manide 3,4,5 ve 6 dizelerde dile getirilmiştir
2 soru b şıkkı
Duygu ve düşüncelerin ifade edildiği bölümlerin dışındaki dizeler ''doldurma''
dizelerdirBu dizeler asıl anlamının bulunduğu dizelere hazırlık yapılmasını
sağlarDoldurma düzeler anlam bütünlüğünü sağlar
3 soru
1,2,5 ve 6 manilerin teması aşktır3maninin teması ayrılık 4maninin teması
derttir
4 soru a şıkkı
Manilerde geçen deyimler şunlardır:
-Serin yeller esmek:darılmak ve incinmek''Aramızda serin yeller esiyordu''
-Kıymetini bilmek:değerini bilmek''Kıymetinin bilinmemesinden şikayetçi''
-Dağ gibi=çok büyük
-Dillere sarmak:Her yerde söz etmek''Her yerde ondan bahsedip dillere saldı''
4 soru b şıkkı
-Yel:Gerçek anlamı rüzgar; manideki anlamı dargınlıktır
Sanki,aramızda serin yeller esiyordu
Bu yel sizi hasta eder dedi
-Ciğer:Gerçek anlamı organ;manide gönülden, içten anlamında kullanılmıştır
Haberi alınca,ciğerim yandı
Ciğerlerinden rahatsızlanmıştı
-Altın:Gerçek anlamı değerli bir maden;manide kıymetli anlamında kullanılmıştır
Onun altın gibi bir kalbi var
5 soru
1,2,3,5 ve 6 manilerde sevgili ve ona duyulan aşk teması işlenmiştir4manide ise
çok dertli olan bir kişinin duyguları işlenmiştir
Sayfa 156 4 soru a şıkkı
Vurgu ve tonlamaTemaları farklı olduğuunda söyleyişi farklıdır
Sayfa 157 Ölçme Değ Devapları
1)E
2)C
3)C
4)türkü denir
artık maniler asıl maniler
5)Mâni----Deyiş
Türkü----Kavuştak
Ağıt----Sagu
SAYFA 159
Birimlerde Anlatılanlar
1) Şair, baharın geldiğini, bülbüllerin ötmeye başladığını anlatmaktadır
2) Şair, ağaçların yeşillendiğini, ırmakların coştuğunu, aşıkların da şevke
geldiğini ifade etmektedir
3) Şair, baharın gelişiyle güllerin açtığını, güzellerin salınarak gezindiğini,
aşıların buna sevindiğini ifade etmektedir
4) Şair, baharla birlikte her yerin yeşerdiğini belirterek acaba bu baharın
coşkusuyla Allah ağlayanları da güldürür mü diye düşünmektedir
5) Şair, yeryüzünün güllerle kırmızıya boyandığı şu bahar günlerinde kendisinin
ağladığını, dertli olduğunu ifade etmektedir
Şiirin teması: Baharın Gelişi
Birim Değeri: Dörtlük
Birim Sayısı: Beş
2)aKafiye ve Redif
1 Dörtlük: olduğu zamandır: redif
kul ve yol ' daki l'ler yarım kafiye
2 Dörtlük: -erler: redif
giy uy ve kay ' daki y'ler yarım kafiye
Ölçü: 11'li hece ölçüsüyle söylenmiştir
2b
düz yazı gibi okumak bize hiç bir duygu katmaz tamamen anlamsız bir eser olur
160sayfa
1 dörtlük:
bülbül güle kul olduğu zamandır-----> teşhis sanatı ve tenasüp var (bülbül -
gül)
2dörtlük:
hep ağaçlar uçmak donun giyerler-----> burda da teşhisve kapalı istiare
3dörtlük:
şevke gelüp figan eder bülbüller----> teşhis + intak sanatı(bülbüllern figan
etmesi)
4dörtlük:
Yine gürler bu yerlerin çığları----> yine teşhis(çığların gürlemesi)
Acep mevlam güldürür mü ağları ? ----> istifham sanatı ( soru sorması)
5dörtlük:
Yeryüzünün al olduğu zamandır---> mecaz-ı mürsel sanatı
ayrıca;
4+4+3 durağı
Nazım türü : Güzelleme
Ölçü: 11'li hece ölçüsü
3b)Söz sanatları; anlama derinlik, yoğunluk katmak eseri daha etkili hale
getirmek için kullanılmıştır
3b) Şiirin daha edebi ve coşkulu, aynı zamanda kuvvetli bir biçimde söylenmesini
sağlar
4)Dil Özellikleri: Koşmada sade bir dil kullanılmıştır Halk söyleyişinin de
yansıdığı koşmada ayrıca halkın baharın gelişi karşısındaki duygu ve
düşüncelerin ifade ediş biçimi de görülmektedir
Bağlı Olduğu Gelenek: İslamiyet Öncesi Türk Edebiyatı'nın Sözlü Edebiyat
geleneğine bağlıdır
5)Hissettiklerim: Heyecan - Sevgi - Güzellik - Sevinç - Coşku
6)Asker bir saz şairidir
Şiirlerinde duru bir Türkçe kullanmıştır
Katıldığı askeri seferlerle ilgili pek çok şiiri vardır
Akıcı bir üslubu vardır
Sayfa 161 ve 162
semai
ilk dörtlükte -mez ler redif
ikinci dörtlükte "-ımız" redif ,"-at" tam kafiye, -mez redif
üçüncü dörtlükte "-acı" tunç kafiye -maz redif
dördüncü dörtlükte "-ahri,-ehri,-ahrı" zengin kafiye -mez redif
son dörtlük "-le" tam kafiye -maz redif
birim değeri:dörtlük
birim sayısı:5
şiirin teması:gurbet
mısra örgüsü:abab cccb dddb eeeb fffb
birimde anlatılanlar
1)Gurbete çıkmanın tehlikeli olduğunu ve her güzeli de sevmemesi gerektiğini
dile getiriyor
2)Gurbet elde kimsenin kıymetimizi bilmeyeceğini belirtiyor
3)Gurbete gönlündeki derdin ilacını bulmak için çıkmıştır ama bulamayacağını
belirtiyor
4)Gurbetin çok zor olduğunu ve kahrının çekilemeyeceğini anlatıyor
5)Aşıkların sevdiklerine kavuşamadıklarını dile getiriyor
2bŞiiri şiir yapan vurgu ve tonlamadırBu yüzden düz yazı okurken noktalama
işaretlerinde yaptığımız vurgu ile şiir vurgusu arasında çok fark vardır
3a gönül gurbet ele çıkma(teşhis)
sunam gurbet elin kahrı(açık istiare)
bülbül figan eder güle(teşhis, telmih, tenasüp)
güzel sevmek sarp bir kale(teşbih, tenasüp)
bahengi sağlamış ve şiiri çekici hale getirmiştir
4dil sade, imgeler suna ve bülbül
bağlı olduğu gelenek: sözlü gelenek yani aşık etebiyatı
5Gurbet ellerin kimsenin yuvası gibi olmadığı ve çok zor olduğu
6 Divan tarzı şiirler söylemiştir
Hem hece nem aruzla yazmıştır
Asıl kişiliği hece ölçüsüyle yazdığı ölçüsüyle yazdığı koşma ve semailerde
görülür
Gazel, murabba, muhammes tarzı şiirlerde yazmışAncak çok başarılı sayılmaz
7saz şairi; halkın arasında olan bir kişidir ilhamını halk zevkinden halkın
hayal gücünden alır halk şiirinde, günlük dilde konuşulan kelime ve deyimler yer
alır
Sayfa 162
6)Erzurumlu Emrah’ın fikrî ve edebî kişiliği
*Erzurumlu Emrah döneminin önemli saz şairlerindendir
*kendinden sonra gelen şairler üzerinde etkili olmuştur
*şiirlerinde kullandığı dil sade ve anlaşılır bir dildir
*şiirlerinde kafiye ve redifler sağlamdır
2*halk şiiri ile konuşma dili arasında bir benzerlik söz konusudur
*saz şairi halkın arasında olan bir kişidirilhamını halk zevkinden,halkın hayal
gücünden alır
*halk şiirinde,günlük dilde konuşulan kelime ve deyimler yer alır
Sayfa 163:
3etkinlik
Kalem şairleri belli bir eğitim görmüş ve hem aruz hemde heceyle şiir yazabilen
halk şairleridironların diğer halk şairlerinden ayrılan yönü divan edebiyatı
mazmunlarından yararlanmaları ve belli bir eğitim görmüşl olmalarıdırayrıca bu
şairlerin eserlerindeki dil ve uslup diğer halk şairlerinden farklıdırkalem
şairlerinin en ünlüleri Bayburtlu zihni ve aşık ömerdir
Halk şairi ise sistemli bir eğitime tabii olmamış usta-çırak ilişkisi ile
yetişen şairlerdirhalk şairlerinin şiirleri halk şiirinin bütün özelliklerini
tam anlamıyla yansıtır
1a)bir halk şairi şiirlerini söylerken öncelikle halkın beğenisine uygun onun
anlayacağı bir anlatım tarzı ve konular seçmiştirbunları kendi birikimini de
katarak soyut ve bir kişinin yaşayabileceği bir konu şeklinde ifade eder
1b)KOŞMA;
HALK BEĞENİSİ=halkın zevkine günlük yaşamına uygun”baharın
gelişi”konusu;anlayabileceği dil ve anlatım ;kulağa hoş gelecek ses ve
söyleyiş;günlük yaşamına uygun benzetmeler kullanılmıştır
SOYUTLUK=aşk,sevinç,çoşku,heyecan
KİŞİSELLİK=şairirn bilgi,birikim ve hayata bakış açısı şiirin oluşmasında etkili
olmuşturşiirde anlataılanlar bir kişinin yaşayabileceği bir konudur
SEMAİ;
HALK BEĞENİSİ=halkın günlük yaşamına uygun “gurbet”konusu;anlayabileceği dil ve
anlatım;kulağa hoş gelecek ses ve söyleyiş;günlük yaşamına uygun benzetmeler
kullanılmıştır
SOYUTLUK=gurbet,gurbet acısı,dert,özlem,sevgiliye hasret
KİŞİSELLİK=şairin bilgi birikim ve hayata bakış açısı şiirin oluşmasında etkili
olmuşturşiirde anlatılanlar bir kişinin yaşayabileceği bir konudur
5etkinlik
SEMAİ=Bayburtlu celali
AĞIT;Kağızmanlı hıfzi
SEMAİ;aşık
KOÇAKLAMA;Köroğlu
GÜZELLEME;aşık ömer
VARSAĞI;Karacaoğlan
TAŞALAMA;everekli seyrani
ATALAR SÖZÜ DESTANI;levni
ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME
1=-doğru
-doğru
-yanlış
-doğru
-doğru
2=-doğru
-doğru
-yanlış
-yanlış
-yanlış
3= D
4= -güzelleme / koçaklama / taşlama
5=Koşuk=koşma
Sav=atasözü
Mersiye=sagu
Sayfa 164 ve 165
Bayburtlu celali = semai
Kağızmanlı hıfzı = koşma(ağıt)
aşık= semai
kör oğlu= koşma
aşık Ömer = koşma(güzelleme)
karaca oğlan=varsağı
everekli seyrani= koşma (taşlama)
levni=destan
sayfa 168
birimlerde anlatılanlar 1-şair pirinin güzelliğinin ve mak**ının güle
benzediğini ifade ediyor
2_şair pirinin dergahında herseyin gül gibi olduğunu belirtmekte
3_şair dergahın her yerinin güle benzediğini belirtiyor
4_şair dergahın sularının bile güle benzediğini belirtiyor
5_şair dergahın güllerinin dikenlerinin bile güle benzediğini gül gibi olduğunu
söylüyor
6_şair pirinin nefsinin gül gibi olduğunu bülbülünde kendisi gibi gül için figan
ettiğini ifade etmektedir
Birim değeri:dörtlük
Birim sayısı:6
Şiirin teması:övgü(methiye)
2_ kafiye ve redif abcb,dddb,eefb,gggb,hıib,jklb
ölçü aruz ölçüsü
ses ve söyleyiş vurgu ve tonl**alar ahengi sağl**ış
3_ hissettiklerim dürüstlük sevinç sevgi bağlılık s**imiyet iyi niyet
5_pir:methiyede tarikat şeyhi anl**ında
taht mak**ı:şiirde şeyhlik mak**ı anl**ında
hak nefesi: şiirde doğru söz anl**ında kullanılmış
169 sayfa
3soru
HİSSETTİKLERİM: dürüstlük,sevgi ve iyi niyet,samimiyet,bağlılık
5soru
Pir=> Methiyede tarikat şeyhi anlamında kullnılmıştır
Taht makamı=> Şiirde şeyhlik makamı anlamında kullanılmıştır
Hak nefesi=> Şiirde doğru söz anlamında kullanılmış
6soru
SEYYİT NESIMI
*SADE DİL KULLANMIŞ
*TASAVVUFİ KONULAR İŞLEMİŞ
*MUSAVVUF BİR ŞAİİRDİR
SAYFA 170
GAZEL
NAZIM BİÇİMİ:GAZEL NAZIM BİRİMİ:BEYİT ÖLÇÜ:ARUZ TEMA:İLAHİ AŞK DİL:ARAPÇA FARSÇA
SÖZCÜKLERİN KULLANILDIĞI AĞIR BİR DİL
NUTUK
NAZIM BİÇİMİ:NUTUK NAZIM BİRİMİ:dÖRTLÜK ÖLÇÜ:HECE ÖLÇÜSÜ TEMA:ÖĞÜT DİLADE BİR
DİL AMA ARAPÇA VE FARSÇA KELİMELER VAR
TÜRKÜ
NAZIM BİÇİMİ:TÜRKÜ NAZIM BİRİMİ:İKİLİK(İKİ DİZELİK) ÖLÇÜ:HECE ÖLÇÜSÜ
TEMA:AŞK DİL:ARAPÇA VE FARSÇA KELİMELERİN KULLANILDIĞI SADE BİR DİL
2) ANAONİM: HALKIN YAŞAYIŞINI DUYGU VE DÜŞÜNCELERİNİ İFADE ETMEK İÇİN
AŞIK HALK EDEBİYATIAZ ŞAİRLERİ ARAFINDAN SÖYLENİRBU ŞİİRLER HALK BEĞENİSİNİN
KİŞİSEL DUYARLILIK İLE İFADE ETMEK AMACIYLA YAZILMIŞTIR
DİNİ TASAVVUFİ HALK EDEBİYATI:ESERLER TASAVVUFİ DÜŞÜNCESİNİ YAYMAK İÇİN
YAZILMIŞTIR
SAYFA 171
1MESNEVİ
2TÜRKÜ-MANİ-METHİYE-KOŞMA
3METHİYE
4*METHİYELER bektaşi TEKKELERINDE
*PİRLKERİN taviat erkan nutuk DENİR
5Y-D-Y-Y
Sayfa 176
TAHİR İLE ZÜMRE
=>İnceleme
2-)
Karakter çözümleme tablosu
=karakter nasıl bir insandır?
Tahir= Aşkı sevdiği için ölmeyi dahi göze alan biridir
Zühre= Aşkı sevdiği için ölmeyi dahi göze alan biridir
Anne-baba= hırslarına yenilip kızlarını dinlemeyen zalim insanlardır
Karadiken= Aşkı için kötülük yapmayan zalim bir insandır
=Karakter durağan mıdır dinamik midir?
Tahir= Olaylara en fazla yön veren karakterdir hikayenin en dinamik karakteridir
Zühre= Bazı bölümlerde olaylara yön verir hikayenin bazı bölümlerinde dinamiktir
Anne-baba= Bazı bölümlerde olaylara yön verir hikayenin bazı bölümlerinde
dinamiktir
Karadiken= Bazı bölümlerde olaylara yön verir hikayenin bazı bölümlerinde
dinamiktir
=Hikayenin hangi kısmı sizin karakter hakkında böyle düşünmenize neden oldu?
Tahir= Hikayede birçok olayın Tahir’in başından geçmesi veya olayların yönünü
değiştirmesi
Zühre= Tahir’le buluştuğu bölümler babasının tahirden kaçırdığı ona kötülük
yaptığı bölümler
Anne-baba= Büyü yaptırdığı ve aşıkları birbirinden ayırdığı bölümler
Karadiken= Tahir ile Zührenin aşkını ve buluştukları haber verdiği bölümler
=Sosyal ortam ve çevre bu karakterleri nasıl etkilemiştir
Tahir= Sevdiğine kavuşma konusunda çevresinden bazen yardım alsa da bu yeterli
olmamış yaptıklarının hayatına mal olmasına çevresi engel olamamıştır
Zühre= Sevdiğine kavuşma konusunda çevresinden bazen yardım alsa da bu yeterli
olmamış yaptıklarının hayatına mal olmasına çevresi engel olamamıştır
Anne-baba= Yaptıkları konusunda özellikle baba hikayenin başında uyarı alsada
bunları dikkate almamıştırAnne-baba çevreden kimse uyarmayınca yaptıklarında
aşırıya kaçmışlar zulmetmişler ancak yaptıklarının b